Nagihan KALSIN / ANKARA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde yürütülen ve küresel ölçekte ödüllere layık görülen Sıfır Atık Projesi, İstanbul’un kentsel dönüşümüne de önemli katkılarda bulunacak.
Atık Yönetimi ve Atıktan Enerji Üreticileri Derneği (TAYED) Genel Başkanı Ali Rıza Öner, İstanbul’da kentsel dönüşüm projesi kapsamında yaklaşık 110 milyon ton inşaat atığının ortaya çıkacağının öngörüldüğünü belirterek, “Ortaya çıkacak inşaat malzemeleri atığının ekonomik değeri 66 milyar TL olarak hesaplanmaktadır. Yani dönüşüm esnasında yıkılacak binalardaki inşaat atıkları ekonomiye kazandırılarak, yine bu kaynak kentsel dönüşümde kullanılacak” dedi.
TAYED Başkanı Öner, bir grup gazeteciye yaptığı değerlendirmede, İstanbul’da 6 milyon konut ve 1,5 milyon ticari alandan oluşan toplam 7,5 milyon bağımsız birimin olduğunu belirterek Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın çizdiği projeksiyonlara göre 600 bin birimin acil dönüşümünün planlandığını kaydetti. Bakanlığın yürüttüğü “Yarısı Bizden Kampanyası” ile ise ilk etapta 200 bin konutun dönüşümünün planlandığını ifade eden Öner, olası bir deprem riskine İstanbul’u hazırlamak için yürütülen çalışmalarda Sıfır Atık Projesi’nin önemli bir rol üstleneceğini belirtti.
66 milyar TL’lik inşaat atığı dönüşecek
Türkiye’de inşaat malzemeleri toplam satışının yıllık ortalama 500 milyar TL ile Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYİH) yüzde 12’sine denk geldiğini ifade eden Öner, Türkiye’de üretilen toplam atığın yüzde 40’ının da inşaat sektörü kaynaklı olduğunu belirtti. İstanbul’da kentsel dönüşüm projesi kapsamında yaklaşık 110 milyon ton inşaat malzemesi atığının ortaya çıkacağının öngörüldüğünü anlatan Öner, bu atığın ekonomik değerinin ise 66 milyar TL olarak hesaplandığını ifade etti.
Atıklar farklı süreçlere tabi tutulacak
Kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında binalardan çıkacak ahşap, beton, kiremit, seramik, cam, alçı panel, demir ve karışık atıkların ekonomiye kazandırılması sürecini de anlatan Öner, atıkların depolama, ayrıştırma, kırma, yakma ve bertaraf aşamasının ardından dönüşüme tabi tutulduklarını ifade etti. İnşaat ve yıkıntı atıklarının kontrollü ayrıştırılması ile temiz depolama sahalarına transferinin azalması, buna bağlı olarak arazi kullanımının korunması, ikincil ham maddeler olarak atıkların değerlendirilmesi ile birincil hammaddelere olan ihtiyacın azaltılması, atık depolamayı ve yeni malzemelerin kullanımını azaltarak hem yerel hem de küresel ölçekte geliştirilmiş çevre koruma sağlandığını anlatan Öner, “Örneğin bina camları, panelleri sağlıklı bir şekilde sökülerek hızlı bir dönüşüme tabi tutulduktan sonra yeni ürüne dönüştürülebilir. Böylece hammadde ihtiyacı da yine binaların kendisinden karşılanmış olacaktır” dedi.
Asbest riski kontrollü şekilde ortadan kaldırılabilir
2000 yılı öncesi inşa edilen binaların yüzde 70’inde yani 67 milyon ton atığa denk gelen 1 milyon 200 bin birimde asbest riski bulunduğunu ifade eden Öner, özellikle dönüşüme bu binaların tabii olması nedeniyle tüm önlemler alınarak dönüşümün öyle yapılmasının önem taşıdığını kaydetti. Bina yıkım ve ayrıştırma işlemlerinin bu konuda deneyimli uzmanlar gözetiminde yine bu konuda uzman çalışanlar tarafından belirli şartlara riayet edilerek yapılması ile çevreye asbest liflerinin yayılımının da önleneceğini belirten Öner, “Uzman eller altında asbest riski kontrollü şekilde ortadan kaldırılabilir. Çıkarılan asbestli malzeme özel kaplı ambalajlarda taşınarak, yine asbest için hazırlanmış hafriyat alanlarına dökülerek yayılımı engellenebilir. Geriye kalan inşaat atığı da bu şekilde sağlıklı bir şekilde ekonomiye kazandırılabilir” diye konuştu.