“Çok geçmeden Avrupa’da bir fırtına kopacak, bu müthiş kasırga, dünyanın her tarafına yayılacak”
-Mustafa Kemal Atatürk
Atatürk, 1930’ların sonlarına doğru Avrupa’da büyüyen askeri hareketlilikten ve politik gerginliklerden endişe duyuyordu. O dönemde, artan silahlanma yarışı ve bölgesel gerilimlerle birlikte, bir savaşın kaçınılmaz olduğunu öngörmekteydi. Şu sözlerinden sonra harekete geçerek bir bir adımlar attı.
– Bir Balkan Birliği’ne lüzum vardır. Beni bırakınız, partimin lideri olarak Balkanlar’da bir seyahat yapayım. Balkan devlet adamlarıyla bir bir konuşayım ve kamuoyunu hazırlayayım. Bir Balkan Birliği’ne ihtiyaç vardır. Dünyanın ufuklarında kara bulutlar görüyorum. Balkanlar Birliği kurulabilirse bir Avrupa Birliği’ne yol açılır. Batı devletlerinin de er geç birleşmesine mecburiyet hasıl olacaktır.”
Bu bağlamda Atatürk, Türkiye’nin çevresini güvenli hale getirmek ve uluslararası arenada tarafsız bir pozisyon alarak ülkenin güvenliğini sağlamak için stratejik adımlar attı. İlk olarak, 9 Şubat 1934’te Türkiye, Romanya, Yunanistan ve Yugoslavya arasında Balkan Paktı’nı imzalandı, ardından 1936’da Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile boğazların kontrolünü tam anlamıyla Türkiye’nin üzerine alındı. Atatürk savaşı görmedi fakat öngörüleri bir bir çıktı. Ve onun bu öncül hazırlığı, bayrağı devralan İsmet İnönü’nün rotasını belirledi…
Odatv.com