CHP’li Ömer Fethi Gürer, yaptığı yazılı açıklamada, yüksek enflasyon nedeniyle vatandaşın temel gıdalara erişimde zorlandığını belirtti. Gürer, dar gelirli ve emekli kesimin, bütçesine uygun ürün bulmak için daha düşük fiyatlı seçeneklere yöneldiğini, bu ortamda ise bazı fırsatçıların taklit ve tağşiş ürünleri piyasaya sürdüğünü ifade etti.
“Her ucuz ürün hileli değil ancak bazı firmalar, tüketicinin bu zorunlu tercihini kötüye kullanıyor” diyen Gürer, yalnızca denetimlerin yeterli olmayacağını, üreticiye maliyetler konusunda destek sağlanması gerektiğini vurguladı.
“GIDA SAHTEKARLIĞI, AHLAKLI ESNAFI DA ZOR DURUMDA BIRAKIYOR”
Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi olan Gürer, gıda sahtekarlarının yalnızca tüketiciyi değil, işini dürüstçe yapan üretici ve esnafı da mağdur ettiğini belirtti. Artan maliyetler ve daralan gelir nedeniyle vatandaşın daha düşük fiyatlı ürünlere yönelmesinin, sahte ürünlerin önünü açtığını söyledi.
Gürer, “Piyasada hileli ürünler arttıkça güvenli gıdaya ulaşım daha da zorlaşıyor. Bu durum yalnızca sağlık açısından değil, piyasa dengesi ve adil rekabet açısından da ciddi sorunlar yaratıyor” değerlendirmesini yaptı.
6 AYDA 248 UYGUNSUZ SÜT ÜRÜNÜ TESPİT EDİLDİ
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yaptığı denetim sonuçlarına da değinen Gürer, yalnızca altı aylık sürede sütten mamul 248 ürünün uygunsuz çıktığını hatırlattı. Bu ürünlerden 9’unda natamisin, 71’inde taklit ve tağşiş, 168’inde ise ürünün temel özelliğini etkileyen içerik eksikliği tespit edildi.
“Peynir, bal, bitkisel yağlar, et ve süt ürünleri gibi temel gıdalarda yapılan bu sahtekarlıklar, toplu gıda zehirlenmelerine varan sağlık sorunlarına yol açabiliyor” diyen Gürer, belediyelerin zabıta ekiplerine doğrudan müdahale yetkisi verilerek denetimlerin daha etkin hale getirilmesi gerektiğini vurguladı.
“PEYNİR FİYATLARI YÜKSELİRKEN VATANDAŞ SAHTE ÜRÜNE MECBUR KALIYOR”
CHP’li Gürer, peynir fiyatlarındaki ciddi artışın, dar gelirli vatandaşları hileli ürünlere yönelttiğini belirtti. 2024 Eylül’ünde 339 TL olan inek peynirinin bugün 579 TL’ye, 345 TL olan İzmir tulumunun ise 475 TL’ye çıktığını söyledi. Gürer’in verdiği bilgilere göre, eski kaşarın kilosu 385 TL’den 450 TL’ye, kaşar peynirinin ise 199 TL’den 399 TL’ye kadar yükseldi.
Bu fiyat artışlarının dar ve sabit gelirliyi “ucuz ama sağlıksız” ürünleri tercih etmeye zorladığını söyleyen Gürer, “Bu süreçte gıda sahtekarları da piyasadan pay kapmak için devreye giriyor” dedi.
“SÜT ÜRETİCİSİ ZARARINA SATIYOR, SANAYİCİ KÂRINI KATLARKEN FİYAT KATLANIYOR”
Süt üreticisinin de maliyetler karşısında zorlandığını belirten Gürer, Ulusal Süt Konseyi’nin litre başına belirlediği 18,35 TL’lik fiyatın küçük aile işletmeleri için geçerli olmadığını, bu üreticilerin sütü 13-14 TL’ye zor sattığını kaydetti. Sanayicinin işleme ve nakliye masraflarını ekleyerek ürün fiyatını katladığını, bu nedenle tüketiciye 3-4 kat artışla ulaştığını ifade etti.
“GIDA SAHTEKARLIĞI YALNIZCA DENETİMLE ÖNLENEMEZ”
Gürer, işini doğru yapan üreticinin korunması gerektiğini, 10 litre sütten 1 kg kaşar elde edildiği düşünüldüğünde bazı fiyatların gerçek olamayacak kadar düşük olduğuna dikkat çekti.
Yıllık yaklaşık 350 bin ton taklit ve tağşiş peynirin satıldığı iddialarına da değinen Gürer, “Etiket, menşei ve üretim şekli konusunda tüketici bilinçlendirilmeli. Gıda sahtekarlarına göz açtırılmamalı. Denetim şart ancak yeterli değil; üreticiye destek, tüketiciye ise kaliteli ve uygun fiyatlı gıda erişiminin yolu açılmalıdır” diye konuştu.